25 Şubat 2014 Salı

Euroleague Top 16 E Grubu ilk yarı değerlendirmesi : We want more!

Euroleague’de top 16 aşamasının ilk yarısı sona erdi. İlk yedi hafta geride kaldığında E grubunda Barcelona’nın hakimiyeti göze çarpıyor. Oynadığı yedi maçı da kazanan Barcelona grubu lider bitirecek gibi gözüküyor. Özellikle deplasmanda kazandıkları üç maç var ki bu maçlar hem özgüven olarak hem de 18 Mayıs’ta Milano’da kupayı kazanabileceklerine inanma olarak takımı olumlu yönde etkiledi. İlk turda kaybettikleri Fenerbahçe Ülker’i İstanbul’da yenmelerinin ardından, önce son şampiyon Olympiakos’u sonra da Panathinaikos’u Yunanistan’da yenmeyi başardılar. Rakiplere mesaj verme açısından çok önemliydi bu maçları kazanmak. Grubun lideri olması beklenen, ilk turu maç kaybetmeden geçen Olympiakos ise ilk hafta  içerde kazandığı Fenerbahçe Ülker maçının ardından istikrarsız bir görüntü ortaya koydu. Milano’ya karşı hüsranla biten bir maç oynadılar, maçı 30 sayıyla kaybetmeleri ve sadece 51 sayı atmalarından daha kötüsü -gerçekten böyle bir durum var- uzun bir zaman sonra ilk defa bir maçın son çeyreğine havlu atarak başladılar. Gruptaki esas rakiplerinden sadece Fenerbahçe Ülker’i yenebildiler. Panathianikos’la oynadıkları hem lig hem top 16 maçında OAKA’dan çıkamadılar ama yine de  bana göre bu grupta ikinci sıranın en büyük favorisi. Evinde oynadığı dört maçı da kazanan Armani Milano -ki bu maçlar içerisinde 30’a götürdükleri Olympiakos maçı da var-  top 8 ümidini devam ettiriyor. Onlar için kırılma noktası İstanbul’da Anadolu Efes’e kaybettikleri maç olabilir. Planinic’in kendi sahasından attığı üçlük girmemiş olsa beş galibiyet yapmış olacaklardı ve bu denli her galibiyetin önemli olduğu bir grupta onlar için çok önemli bir avantaj sağlayacaktı. Gruba üçte üç ile başlayan Panathinaikos ise daha sonra oynadığı dört maçtan sadece birini kazanabildi. Grubu ikinci sırada da bitirebilirler, top 8 yapamayabilirler de. Diamantidis’in önderliğinde bakalım nereye kadar gidecekler.

Euroleague’de ilk turda A grubunu silip süpüren Fenerbahçe Ülker ise ilk yedi hafta itibariyle beşinci sırada bulunuyor. İki mağlubiyetle başladıkları grupta belki de Pana’yı son dakikadaki oyunlarıyla yenmeseler şu an farklı şeyler konuşacaktık. Keza geçen hafta Anadolu Efes’e karşı da çok kötü oynamalarına rağmen, Efes her zaman daha kötü olmayı başardığından maçı kazanmasını bildiler. Kenan Sipahi’yi Türkiye Kupası’nda kaybettiler. Yaptıkları Pierre Jackson hamlesi  ise değişik. Daha çok bire bir üzerinden sayı bulan iyi bir skorer Jackson. Savunmaların dozunun arttığı, hücumun  tıkandığı noktalarda alternatif olacaktır. Fenerbahçe Ülker, Obradoviç önderliğinde her takımı yenebilir, başa baş mücadele edebilir, ilk turda gördük bunu ama ikinci turda takımın defoları iyice göz önüne çıktı. E grubunda final-four görmemiş tek takım olan Fenerbahçe Ülker defolarını ne kadar minimize edebilirse Milano hayallerini o kadar ayakta tutabilir. Bu sene klasik bir Joan Plaza takımına evrilen Unicaja ise şu an altıncı sırada. Üç galibiyet – dört mağlubiyetleri var. İkinci sıradaki Olympikos’un dört galibiyet-üç mağlubiyeti olduğunu düşünürsek, bu grupta her takım ilk dördün içine kendini atabilir. Sergio Scariolo’nun Laboral’i ilk hafta deplasmanda Unicaja’yı yendikten sonra acaba dedirtmişti ama sonrasında oynadıkları bütün maçları kaybederek grubun son sırasını aldılar. Normalde Anadolu Efes’in grubu son sırada bitirmesini bekliyordum, gerçi belli olmaz Laboral’le verecekleri son sıra mücadelesini kazanabilirler. Engin Özerhun’u, Anadolu Efes yönetimini anlatarak kendimi yormayayım. Evangelos Angelou kumarını oynayarak Dusko Ivkovic’i seneye takımın başına getirmeyi planlıyorlar. Engin Özerhun’un son kumarı olabilir bu. Son yıllarda kumarda hep yanlış ata oynayıp kaybettiler. Alacakları ekstra galibiyetlerle belki de Laboral’le beraber kimin ilk dörde gireceğini belirleyecekler. En fazla grubu Laboral’in üstünde bitirebilirler, daha fazlası olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder