25 Kasım 2014 Salı
Fever Pitch
Gerçek hayatta o kadar başarıdan uzak sezonlar geçiriyoruz ki, ancak filmlerde kupalar kazanıyoruz :)
1988-1989 sezonundaki efsane şampiyonluğun anlatıldığı, 100 dakikalık eğlenceli bir film. 18 yıl beklenilen lig şampiyonluğu, sezonun büyük kısmını lider götürüp liderliği son haftalarda Liverpool'a kaptırma, son hafta Liverpool'la Anfield'da oynama, şampiyonluk için o staddan 2-0'lık galibiyet gerekmesi, son dakikada gelen golle 2-0'lık skorun yakalanıp şampiyon olunması.
Bizim daha 18 yıl olmadı ama bizim gözler de uzun bir süre lig şampiyonluğu göremeyecek gibi.
23 Kasım 2014 Pazar
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Pazar günü, ALES’ten sonra evde boş boş otururken,
tesadüf eseri ekşi sözlükte Bizim Büyük Çaresizliğimiz entrysine rastlayınca –
ne zamandır da aklımdaydı- filmi izleyeyim dedim.
Kitap o kadar muhteşem ki, aynı beklentiyle filmi
izleyince doğal olarak hayal kırıklığına uğruyorsunuz. İlker Aksum ve Fatih
Çal, başarılı bir performans sergilemişler ama film, kitabın gerisinde kalmış
gibi.
Kitap gerçekten olağanüstü. Barış Bıçakçı’da çok
güzel adam.
11 Kasım 2014 Salı
Real Madrid Forma Koleksiyonu
Dünyanın en büyük
kulübünün, dünyanın en muhteşem müzesinde sergilediği forma koleksiyonu. Formalara ve forma koleksiyonuna aşırı meraklı olduğumdan, üşenmedim her bir formanın tek tek fotoğrafını çektim.
1902
1908
1931
1955-56 sezonundaki ilk Şampiyonlar Ligi finali.
1960s-1970s
1960s-1970s
1960s
1960s-1970s
1980'ler - kaleci
1982
1986
1989
1980'ler-1990'lar kaleci
1991
1992 kaleci
1992
1994
1998
2001
18 Aralık 2002- Real Madrid - Fifa All Stars maçı forması
Zidane'ın veda forması
Roberto Carlos imzalı forma
Raul'un 500.maç forması
Higuain'in imzalı maç forması
Pepe'nin imzalı maç forması
2011 İspanya Kupası final forması
2012-2013
2013-2014
2014-2015 Real Madrid
Yeni 10 numara
Beckham'ı çekmemek olmazdı.
10 Kasım 2014 Pazartesi
Atletico Madrid- Vicente Calderon Stadyum Notları
Atletico Madrid’in
stadyumu. Sol meydanından ara sokaklara gire gire, harika bir parkın içinden
geçerek Vicente Calderon’a ulaştım. Parkın ismini hatırlayamadım ama baya büyük bir park
ve büyük ihtimal Madrid’in ünlü bir parkıdır.
Güzel bir park ve yürüyüş parkurunun ardından stada varıyorum. Şansıma, müze ve stadyum turunun 15 dakika sonra başlayacağını öğreniyorum. Turun İngilizce bilen bir rehber eşliğinde, yaklaşık 45 dakika süreceğini söylüyorlar. Turun fiyatı çok uygun, 10 euro.
Kalabalık turist gruplarıyla beraber rehberin gelmesini bekliyoruz. Müzenin içerisine, rehber gelene kadar ufak bir göz atıyorum. Sonradan öğreniyorum ki müzenin içerisinde rehber yardımı yok. Rehber sadece stadyumun içerisinde ingilizce destek sağlıyor, müzede de hep İspanyolca hakim. İngilizceye pek rastlayamıyorum. Müze de köklü bir geçmişi olan Atletico Madrid için oldukça küçük.
Stadyumda koltuklarda rahat rahat tur atmamıza izin veriyorlar. Rehber bizi VIP tarafa alıp, bu bölüm hakkında bilgi veriyor. Başkan'ın oturduğu koltuğun lokasyonu haliyle çok güzel. Turistler sırayla o koltukta fotoğraf çektirdiler. 50 yıl ve daha fazla süredir kulübün üyeleri olan kişilere de yer ayrılmış VIP bölümde. Çok hoşuma gitti bu detay. Stadın en iyi ve en son yenilenen bölümü VIP odaları.
Soyunma odasından çıktıktan sonra, belli gruplar halinde sizi Atletico Madrid'in sahaya çıktığı tünele alıyorlar. Tam o sırada, kulübün müziği, marşları çalmaya başlıyor. Turun en sevdiğim anıydı, kendinizi gerçek bir futbolcuymuş gibi hissetmenizi sağlıyorlar. Tünel boylu boyunca kulübün posterleriyle dolu. Ve sahaya giriyorsunuz.
Sahaya girdikten sonra, yedek kulübelerinde oturup hatıra fotoğrafı çektirmenize izin veriliyor fakat kenar çizgilerinden içeri sahaya girmeye izin yok.
Son olarak rehber bizi VIP odalara götürüyor. Burasının da duvarları kulübün kupalarıyla dolu. Bildiğiniz VIP oda, ekstra bir şey yok :)
Stadyum turu burada bitiyor ve tekrardan müzenin oraya geliyoruz. Girerken verdikleri ziyaretçi kartını geri verdikten sonra rehberle işimiz bitiyor. Müzede herhangi bir İngilizce yazı olmamasına rağmen rehber desteği olmaması çok ilginç. Son yıllardaki başarılarla ilgili kupalar, maç hatıraları, o güne özel gazeteler müzenin öne çıkan noktaları.
Gelelim Arda Turan'a. O gün Instagram'a yüklediğim fotoğrafta da yazmıştım. Futbolculuğunu, karakterini beğenirsiniz beğenmezsiniz ama Madrid'in en ünlü, en işlek caddesi Gran Via'daki Nike'ın duvarlarını Arda Turan süslüyor. Real Madrid'in ana sponsorunun adidas olmasının, Atletico'nun pazarlanabilir dünya çapında bir starının olmasının bunda payı büyük kabul, ama yine de boydan boya bir duvarın Arda Turan ile kaplı olması, Arda'nın nerelere geldiğine dair en büyük göstergelerden biri.
Bir küçük not da Simeone hocaya. Hocaların hası Diego Simeone, Atletico Madrid'in en büyük yıldızı. Sokakta en çok onun atkıları satıyor, taraftarlar en çok onu sahipleniyor. Çok büyük hoca, yürüyedursun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)