13 Aralık 2014 Cumartesi

Barış Bıçakçı - Sinek Isırıklarının Müellifi


".... Cemil'i birden acayip kederlendiriyor çünkü keder hep olmadık yere gizlenir."

"Kadınlardan ne çok şey istiyoruz diye düşünüyor Cemil. Bizi affetsinler, bize memelerini göstersinler ve ölümsüzlük versinler."

"Babası bir şey söylemiyor, yirmi iki yıl önce öldü ve canlılara özgü rasyonelliği çoktan yitirdi. Artık ne zaman isterse o zaman söze karışıyor, o zaman ortaya çıkıyor. Bu da ölülerde sık  gözlenen bir durum."

"Çünkü aşk başta anlam olmak üzere bir çok şeyi karşısına alır, huzuru örneğin, kararlılığı ve dengeyi. Kendi kendine sözler verirsin. Boşunadır."

"Bu kadar yüksekten ancak düşerek inilir."

" 'Böyle çirkin biri olsam da sever misiniz beni?' Sorusunun cevabını alamadan son nefesini veriyor, zaten böyle bir sorunun samimi cevabı olamaz."

"...Ülkemizde böyle: Bir erkek ile bir kadın karşı karşıya gelince orada olsun ya da olmasın ikinci bir erkek daha vardır."

"Her şey çok anlamsız! Hayat, kendi kendilerini kopyalayan dev moleküllerden başka bir şey değil. Hayat dediğimiz sadece kimyadan ibaret. Periyodik tabloyu ezberlesek yeter. Evrendeki en bol iki elementin, hidrojen ile helyumun, aynı zamanda en hafif iki element olması her şeyi açıklıyor zaten. Böyle hafif bir evrende anlam ne arasın? Anlam ağırdır... Dibe çöker. Falcılar bu nedenle kahvenin telvesine bakarlar."
 
"Bir şey olmak isteyen bütün genç insanlar gibi o da neye inanacağını bilemiyor, sabır ile sihir arasında bocalıyordu. Cemil güzel şiirler ve güzel romanlar yazmak istiyordu. Bunu çok istiyordu. Onu iyi bir şair, iyi bir edebiyatçı olmaya götürecek küçük, önemsiz adımların imkanına içtenlikle inanıyor, bir yandan da imkansz bir dev adım düşlemekten kaçamıyordu."
 
"...çünkü yıllar önce okuduğu Rene Char'n Seçme Şiirleri'nin önsözünde geçen şu cümleyi unutamıyordu: "Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz." Böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölmüşsünüz demektir. Silaha gerek yok."
 
"Askerler çok az şey biliyorlardı, bilmedikleri şeylerden korkuyorlar, yok etmek istiyorlardı. Biz askerlerden daha çok şey biliyorduk ve biz de bildiğimiz dünyanın bir an önce yıkılıp gitmesini istiyorduk."
 
" .....'İçine yaşlılık çöktüğünde,' diyor, 'kendini içkiye ver ve büyüklerin sözlerini bir kenara bırak."
 
"Yaşamak ilerlemek olamaz, diye düşüyor Cemil, ama geride bırakmak olabilir."
 
"Önemsiz şeylerin, tali duyguların üzerinde gidiyor hayat, sanki önemli bir yere varacakmış gibi bütün hızıyla bütün gücüyle gidiyor.... Hayat hiç bir yere varmıyor."
 
"....çünkü zihin hiçbir zaman tam olarak gömülmez rüyaya, yüzeyde kalmaya çalışır."
 
"Çünkü zaman geçiyor, zaman geçiyor ve ahlak hiçbir zaman cankurtaran olmadı, o hep ayağa bağlanan bir taştı. Doğrudan dibe gidersin. Doğrudan."
 
"Zaten bu dünyada çoğunluğu, herkesin kendisine hayran olduğunu düşünenler ile kimsenin kendisini sevmediğini düşünenler oluşturur, geri kalanlar ise Vüs'at O. Bener okurudur."
 
"Editör Hanım, bunca acıya rağmen hala hayatta olduğumuza göre ya üçkağıtçıyız ya da umudumuz var. Ben kendimi üçkağıtçı gibi hissediyorum."
 
"Büyük yalanlar çabucak taraftar toplar."
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder