Anadolu Efes, Barcelona'ya uzatmada 89-84 kaybetmiş. Maçın tamamını izlemedim. Kadrolar belli olduğunda sırf Semih Erden merakımdan biraz bakayım dedim, ilk periyottan maç kopar gibi olmuştu. Bütün maç da böyle devam eder, Semih de zaten oyunda değil, bana gülecek bir şey yok diyip kapattım. Sonra maçın uzatmaya gittiğini, Barcelona'nın uzatmada kazanabildiğini, hatta Semih Erden olmasa Anadolu Efes'in maçı kazanacağını öğrendim. Semih Erden son pozisyonda box out yapmayınca Joey Dorsey bir saniye kala topu tiplemiş ve maç uzatmaya gitmiş.
Resim yukarda. Videodan daha net anlaşılıyor. Gerçekten olacak iş değil. (http://www.ntvspor.net/video-galeri/olacak-is-degil)
Semih Erden özelinde bakarsak, hiçbir zaman kendisini sevmedim. Semih Erden her saçmaladığında kendime küfrettim. Ben sabah 8 akşam 6 mesai yaparken, adam benim aldığım maaşın 10 katını kazanıyor. Neyse kader diyelim. Olaya geri dönersek, Semih Erden'i kişisel olarak eleştirebiliriz. Hiçbir zaman basketbol zekası yüksek bir oyuncu olmadı, Avrupa'da ve milli takımda bunu sıkça gördük. Bence, Boston'dayken Cavs'e takas edilmeseydi kariyeri çok başka yerlere gidebilirdi. Zaten Cavs'e gittikten sonra takımında süre alamadı ve kürkçü dükkanına geri döndü. Geçen sene Stanco Barac'la beraber, Efes taraftarlarını kanser eden ikili konumundaydılar. Yaptıkları, hatadan öte saçmalama düzeyindeydi. Bu sene Mahmuti gittikten sonra Angelou, onu kadro dışı bıraktı ve oynatmadı. Anadolu Efes'in zaten çeyrek final yapma şansı yoktu ama Barcelona karşısında birden Semih Erden'i oynatmak da Angelou'nun hanesine eksi olarak yazılmalı.
Gelelim büyük resme bakmaya. Geçen hafta Türk basketbolcular, yabancı sınırıyla ilgili twitterda kampanya başlatıp, olayı milliyetçilik seviyesine indirgediler. Türkiye'de basketbol sahada 3+2 yabancı kuralıyla oynanıyor. Böylece Türk oyuncuların çoğu nasıl olsa süre alacaklarını bildiklerinden gelişmiyorlar, rekabet ortamı bulamıyorlar. 2001 yılında evimizde ikinci olduğumuz Avrupa Şampiyona'sından sonra kulüpler düzeyinde de milli takım düzeyinde de hiçbir başarımız yok. O turnuvada yendiğimiz İspanya'nın ise neler başardığı ortada. Hala iddaa ederim, bizim o jenerasyonumuz İspanya'dan iyiydi ama elde var sıfır.
Semih Erden yanlış bilmiyorsam ülkenin en çok kazanan yerli oyuncusu. Avrupa'da da ismi var, bir şekilde piyasası var. Bir basketbolcu kadro dışı kaldıktan sonra, ya kendini değiştirecek-hatalarını bulmaya çalışacak ya da parasını saymaya devam edecek. Semih Erden nasıl olsa bir şekilde kendisine süre bulacağını bildiği için ( bu saçma kural işlediği sürece bir şekilde süre gelecektir kendisine) hiç değiştirmemiş kendisini. Üstelik kendisini tekrar ispat etme maçında, Barcelona'ya karşı maçı kendi elleriyle vererek tüm Avrupa'ya rezil etti tekrardan kendini. Twitter'da dönen muhabbetlerin hepsini hakketti. Bu sene Efes'in en az iki maçını kendi elleriyle verdi. Karakter olarak belki güçlü geri döner mi soruları ise bir umuttan öteye gitmedi.
Türk basketbolcular için önemli bir örnek Semih. Evet yabancı sayısı sınırlı kalmalı, evet belli yaştaki oyuncular 12 kişilik kadroda bulundurulmalı ama parkedeki 3+2 kuralı en az Turgay Demirel'in varlığı kadar saçma. Türk basketbolcuların önünü kesecekler, Türkler gelişemeyecek dedikleri ülkenin en iyi iki Türk oyuncusu 77 doğumlu Kerem Gönlüm ve 79 doğumlu Kerem Tunçeri. Türkler gerçek hayatta değil de aynada ve şarkılarda dev adamlar, biraz gerçeklerle yüzleşmeyi öğrensinler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder